Sistem Çaresiz Eğitim Sizde

Prof. Dr. Erhan Erkut

Bölüm 1: Okulun Tarihçesi

Bilim insanları arasında görüş ayrılıkları olmakla birlikte, genellikle kabul gören görüşe göre ilk “insansı” tür olan (ve Homo Erectus ile Homo Sapiens’in atası kabul edilen) Homo türü Afrika’da 2.5 milyon yıl önce ortaya çıktı. Ateşi kullanmaya 300 bin yıl önce başlayan insan, dil kullanımına ise 70 bin yıl önce başladı. Dolayısıyla insanlık tarihinin çok büyük bir bölümünde eğitim “dilsiz”di, yani gençlerin öğrenmek için iki alternatifleri vardı: 1) Başkalarını (özellikle büyüklerini) izlemek 2) Deneme-yanılma. 50-150 kişilik kabileler halinde yaşayan avcı-toplayıcı toplumlarda gençlerin hayatta kalabilmek için edinmeleri gereken becerileri izleyerek veya deneyerek edinmeleri, öğrenmeleri mümkündü.

Birçok yazara göre (Diamond, 1997, Harari, 2014) insanlık tarihinin en önemli dönüm noktası olan tarım devrimi günümüzden 10 bin yıl kadar önce gerçekleşti. Peki insanlık tarihini altüst eden tarım devrimi, eğitimi nasıl etkiledi dersiniz? Hiçbir olumlu etkisi olmadı! Tarım devriminin tek işgücü ihtiyacı, tarlada çalışacak ırgatlardı ve bu ırgatların eğitimli olması gerekmiyordu. Çok genç yaştan itibaren çocuklar anne ve babalarına tarlada yardım ediyor ve “mesleği” onlardan öğreniyorlardı. 

Tarım devriminin getirdiği bireysel mülkiyet, topluma mülkiyet farklılıklarına dayalı bir hiyerarşi getirdi. Toprağı olmayanlar, olanlara hizmet etmeye başladılar. Çocukların öğrenmesi gereken en önemli ders ise kendi arzularını ve amaçlarını bir kenara bırakıp üstlerine hürmet göstermek ve itaat etmekti. Tarım devrimi formel eğitimi getirmemişti, ama çocukların hür ruhlarını kırmayı ve onları köleleştirmeyi yaşam biçimi haline getirmişti.

Feodal düzen çok uzun sürdü. Uzun süren mücadeleler sonucunda sömürücü ekonomik kurumların yerini katılımcı ekonomik kurumlar, otokratik devlet yapılarının yerini de (hemen demokrasi olmasa da) daha katılımcı yapılar almaya başladı. Bu değişimin başaktörü teknolojinin getirdiği ekonomik fırsatlardan pay almak isteyen yeni burjuva sınıfıydı. 

Fakat bu yeni dünya düzeni de çocukların yaşam kalitesini yükseltmedi, hatta daha da kötüye götürdü. Tarım devriminden sonra eğitimden anlaşılan şey çocukların hür ruhlarını kırmak, oyun ve keşif tutkularını, meraklarını köreltmek ve tarlada veya fabrikada ustalarının emirlerini yerine getirmeyi öğrenmelerini sağlamaktı. Avcı/toplayıcı toplumların çocukları çok daha mutluydular ve çocuk mutluluğu tarım devrimi sonrası sürekli aşağıya doğru gidiyordu.

Peki tarım ve endüstri devrimlerinin tetiklemediği formel eğitimi ne tetikledi? Tarihteki ilk formel eğitim kurumları üniversiteler, formel eğitimin tetikleyicisi de din oldu. Günümüzün terimi ile bu ortaçağ üniversiteleri aslında birer “ilahiyat” okulu idiler, fakat zamanla farklı alanlarda da eğitim vermeye başladılar.

İlk ülke çapında ücretsiz zorunlu eğitim uygulamasının amacı bireyi geliştirmek veya mutlu etmek değil, devlete daha iyi hizmetkâr olmasını sağlamaktır. Batı usulü formel ilk-orta eğitimin tarihçesi 200 yıllık bile değildir!

Türkiye’de Formel Eğitim

Türkiye’de laik eğitimin temelleri II. Mahmut döneminde atıldı. Bu dönemde başlayan eğitimde modernleşme, sonradan gelen padişahların da destekleriyle tüm ülkeye yayıldı ve Abdülhamit Devri’nin sonunda imparatorlukta okullaşma büyük oranda tamamlandı. Cumhuriyet’ten sonra ülkedeki bütün eğitim kurumları Maarif Vekâleti’ne (Milli Eğitim Bakanlığı’na) bağlandı. Seküler bir eğitim sistemi uygulanmasına karar verildi ve medrese sistemi sona erdirildi.

Tarım ve endüstri devrimi sonrası dönem 2.5 milyon yıllık insanlık tarihinde 5000’de bir ve formel eğitim dönemi sadece 12.500’de bir!

Kitaptan tamamı okuyabilirsin. Görüşmelerini merak ediyoruz, aşağıya yorumlarını bırakabilirsin.

2 Responses

  1. Kitap siparişi verdim, kargoda şu anda sabırsızlıkla bekliyorum. 16 yaşındaki oğlumun geleceği ile ilgili her türlü kaynak benim için çok önemli. İşyerindeki arkadaşıma da sipariş verdik. Onun da 17 yaşında kızı var. Kitabı okuduktan sonra görüşmek üzere.

  2. Anlatılan tüm dönemlerde birey olabilme yetilerinin engellenmesinin sağlam temellere oturtulması , örgütlü toplum olabilme kanallarının kapanması stratejisi ,zamanın yönetim erkleri tarafından çok iyi organize edilmiş. Ki günümüzde bile bu türün genetik kalıntıları laiklik, seküler yaşam ve düşünce özgürlüğü gibi yaşamsal kazanımların pekiştirilmesinden pek haz etmemektedir.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

Bu yazıyı paylaş
Share on facebook
Share on twitter
Share on linkedin
Share on whatsapp